Kova Amirleri


      Her ne kadar kendi ahlâk prensiplerini kendisi koyar, kişisel ilişkilerinde ve özel yaşantısında hep kendi aklına uyarsa da, iş kararları başka konudur. Eğer vasat bir Uranüs erkeğiyse, teklif edilen işlemlerde herkesin fikrini alması çok olasıdır. Hattâ bazen son kararı vermek için ikinci dereceden bir memurun bile fikrini sorabilir. Bu deliliğin bir amacı vardır ve kararsız Terazininkiyle aynı şey değildir. Kova sorumluluğu başkasına yüklemiyor. Onun son derece doğru sezgisinin aksine verdiğiniz karar boşa çıkınca, gözlerinde ben-size-söyle-miştim diyen bir bakışla arkasına yaslanarak size bir ders vermekten zevk alır. Buna dikkat etmek zorundasınız. Kova âmirler genel olarak, kendinizi asmanız için gereken ipi birkaç metre fazlasıyla elinize vermeye heveslidir; eğer bunu kendiniz istemişseniz... Neden yanlış yolda olduğunuzu düşündüğünü bir kez olsun tam olarak açıklarsa, şanslısınız demektir. Pek olağanüstü olarak bunu açıklarsa, bilin ki ikinci kez açıklamayacaktır. Ne demek istediğini ilk seferinde tam olarak yakalamaya bakın, yoksa söylediği şeye dikkat etmenizi hatırlatmak için, aklınızı karıştırıcı anlaşılması zor bir konuşmaya muhatap olacaksınız. 

   Sizin de antenlerinizi oynatarak, kaçırdığınız herhangi bir şeyi atmosferde yakalayabilmenizi bekleyecektir. Başka insanların, Uranüsün kendisine Tanrı tarafından bağışlanmış olan armağana sahip olmadıklarını; portakal soyarken, bir telefon numarası çevirirken, bürodaki evrak yığınını karıştırırken aynı zamanda konuşan üç kişinin konuşmasından bilgi sızdıramayacaklarını anlayamaz. Bir Kova âmirin yanında yerinize pek sımsıkı yerleşmeseniz iyi olur. Bir sabah büroya geldiğinizde bir de bakarsınız ki büronuz başka bir kata taşınmış ve O size söylemeyi unutmuş. Bu adamın olduğu yerde her zaman bir değişiklik olasılığı vardır. Bir gün ağzı kulaklarına vararak sıcak, dostça bir gülüşle büroda tâ iç savaştan beri kullanılmakta olan tüm sistemi yukardan aşağıya silip süpürerek pencereden dışarı atınca, yerleşmemek gereğinin ne olduğunu anlarsınız. O sistemin yerine daha hızlı ve ayrıntılar içinde kaybolmamış yeni bir metod koyacaktır. Bu değişikliğe bu kadar çabuk alışamayacağınızı mı söylüyorsunuz? Böyle bir değişiklik yapmak için en az altı ay mı gerekiyor ve şu noktada bu yeni sistemin size çok yabancı olduğunu mu anlatmaya çalışıyorsunuz? O bunu anlayamaz. Ona göre bu sistem gayet açık ve anlaşılması kolay bir sistemdir. Üzülmeyin, öğreneceksiniz. O bekleyecektir. O sabırlıdır. İşte O budur. Normal bir Uranüs kafası yüzeyin altında asabi bir merakla dolu olabilir. Ama genelde Kova bunu kolayca örtbas ederek sakin, her şeyi enine boyuna düşünüp taşınan bir insanmış gibi görünmeyi bilir. 

     Dikkat edin, genelde dedim. Tabii, o altı itfaiye aracına yetişmek için bürodan fırladığı, odasındaki halının üstünde gerçek kaplumbağaları yarıştırdığı, Dünya dizileri sırasında her masaya minyatür televizyonlar dağıttığı zamanlar da olmuştur. Ve tabii, bir sabah sadece neye benzediğini anlamak için telefon santralının başına geçerek bütün telefon konuşmalarını birbirine karıştırdığı, her birini devreden çıkardığı, yanlışlıkla büyük bir TV şirketinin yayınına girerek birine yarım milyon dolarlık hisse sattığı ve sonra kontrat imzalamak için geldiğinde adamın adını unuttuğu da olmuştur. Normal olarak Kova halim selim ve kendine hakimdir. Yalnız işte arada sırada biraz eksantriktir: Bulamayasınız diye ayda bir kez su soğutucunun yerini değiştirir ve izin gününüzü haber vermeden değiştirmekten hoşlanır. Kansas Şehri caz müziği üzerine yazmakta olduğunuz kitaba içtenlikle hayran kalan böyle bir âmirle çalıştıktan sonra, birkaç küçük eziyetin adı mı olur? Ve de muhasebecinin sakal bırakmasına, sekreterin işe gelirken topukları sahte elmas taşlı kürk çizmeler giymesine, ya da yeni dosya memurunun bisikletini resepsiyon odasına park etmesine aldırmayan böyle bir âmire halâ nasıl öfkelenebilirsiniz. Bir bakarsınız bütün gün konuşmaktan kulaklarınızı patlatabilir, ertesi hafta odasında inzivaya çekilerek bir başına düşüncelere dalar ve memurları, müşterileri, ortakları ihmal eder. Ruhunu dinlendirmektedir ve bu inziva devreleri, gereklidir. Şirkete ne kadar yeni girmiş olursanız olun, sizi arkadaşı olarak görecektir. Hattâ rakipleriyle bile iyi arkadaştır. Şirketinin bugünkü durumunu tartışmakta olan biri geçen gün şöyle diyordu: "Nerede o eski bireyci, kravatı lekeli, her küçük sorunda kurulu toplantıya çağırmadan da işleri idare etmeyi bilen âmirler!" Zavallı adam, belli ki yıllarca önce yanında çalıştığı Kova âmirin özlemini çekiyordu. 

       Bir Uranüslünün yanında çalışan sizler, herhalde, her şey karmakarışıkken ve boyacılar resepsiyon odasını alt üst ederken müdürün eşinin aniden çıkageleceği korkusunu çekmeyeceksiniz. Kova müdürün eşi Onun nerede çalıştığını biliyorsa şanslı sayılır, nerede kaldı ki aniden baskın yapacak? Kovalar öyle her şeyi eşlerine söylemezler. Bir zamanlar, bir araştırma şirketinin Şubat doğumlu genel müdürünün bitişik komşusuydum. Bu adam bir seferinde eşine haber vermek zahmetine katlanmadan iş gezisi için Avrupaya uçmuş ve ancak orada yanına hiç temiz gömlek almadığını fark etmişti. (Bu hiç aklına gelmemişti ve Paristen telefon ederek durumu eşine söyledi. Her nasılsa, bu olanlar hep eşinin kabahatiydi. Kocasının bir geziye çıkabileceğini vaktinde düşünmesi gerekirdi.) Kova Genel Müdürünüz geçen hafta onuruna verilen o büyük resmi ziyafette Belediye Başkanından Yılın Adamı ödülünü alırken Onun kendine has özelliklerini nasıl da hatırlayıverdiniz, hayret doğrusu! Hemen masanın altına baktınız — halının üstünde sabırsızca tempo tutmakta olan ayaklarında yeni siyah rugan ayakkabıları ve bir ayağında mavi, diğerinde san çorap vardı. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder