Buraya kadar, Kovaların her zaman durumları, arkadaşları ve yabancıları
incelediklerini söyledik. En ufak bir incelik göstermeden, doğrudan özel
duygularınızın kalbini nişan alan sorular sormaya başlaması rahatsız edici
olabilir. Bilmecenin o kadar karışık almadığını anlayınca da sıkılmaya, Hattâ
sinirlenmeye başlar. Tam, dünyanın en önemli kişisi olduğunuza sizi
inandırmışken, Kovanın bu mikroskobik inceleme oyunundan sıkılıp başka bir
ilginç kişiye dönüvermesin-den daha küçültücü bir şey olamaz. Acı verir.
Arkadaşlığa
düşkünlüklerine karşın, yakın dostlarının sayısı fazla değildir, ilişkilerinde
kaliteden çok fazlalık ararlar ve devamlı bir ilişkiye belli bir süreden daha
fazla bağlı kaldıkları pek görülmez, ilerdeki köşe başında keşfedilecek o kadar
çok şey vardır ki, tamamiyle bir iki arkadaşlığa bağlı kalamazlar. Kişiye önem
vermeyen böyle bir insana duygusal bir yaklaşımda bulunmanın pek yaran yoktur.
Ama Onun kalbine hitap etmişseniz (bu salt duygusallıkla aynı şey değildir) bisikletinden
inerek, dönüp ne kaçırdığını anlamaya gelecektir.
Uranüslüyü garip bir
yalnızlık çevreler ve çoğunlukla insanlar tarafından yanlış anlaşılır. Çünkü
insanlık henüz Kova Ütopyasını anlayacak düzeye erişmemiştir. Kova Burcu insanı
gelecekte yaşadığı ve kısa sürelerle şimdiki zamana döndüğü için, dünyevi yaratıklara
düpedüz kaçıkmış gibi görünebilir. Kova bunu hisseder, bu da onun başkalarından
ayrı kalma duygusunu büsbütün derinleştirir. Ama başkalarının kendisine ayak
uyduramaması, Onun düşüncesine göre, geriye dönüş yapması için bir sebep
olamaz. Böylece, biz zavallı ölümlüler orada ne aradığına şaşıp kalırken, kendi
yalnızlık bulutlan arasında dolaşır durur. Astroloji bize "Kovanın düşünce
düzeyine dünyanın elli yıl sonra erişeceğini" öğretir. Bu doğru olabilir,
ancak Uranüslüyle biz diğer insanların bugün aramızda varolan anlaşmazlığı
kesinlikle azaltmaz. Bu burç dahiler
burcu olarak bilinir ve öyledir de.. Çünkü ünlülerin yüzde yetmişi ya Kova
burcundan, ya da yükselen burcu Kova olanlardır, öte yandan akıl hastanelerine kapatılanların
ya da sürekli bir psikiatrist tedavisine girenlerin çok büyük bir yüzdesi de
gene Kova burcundan olanlardır. Dahilikle delilik arasında ince bir çizgi
vardır, derler ya; Kova arkadaşlarınız da bazen hangi tarafta olduklarım merak
etmenize neden olurlar. Bu karışıklık büyük ölçüde insanlığın kehanet
sahiplerini küçümseme eğilimine bağlıdır. Bilinen sözler vardır; "Fulton'a
ve buharlı gemisine güldüler," "Edison'un geri zekalı olduğuna
sandılar," "Louis Pasteur'ü akıl hastanesine kapatmak
istediler," gibi. Bunlar, sezgileri daha yüksek düşünce seviyesine
ayarlanmış olanlara karşı materyalist dünyanın takındığı tavrı gösteren
örneklerdir. Kovalar soğukluğun, pratikliğin ve eksantrik dengesizliğin garip
bir karışımıdır. Akıl hastalarına karşı iç güdüsel bir yakınlık duydukları görülür.
Hemen hemen her Kovanın akıl hastalarını sakin bir şekilde konuşarak büyük
ölçüde yatıştırdığı tuhaf bir gerçektir, isterik insanları ve korku içindeki
çocukları sakinleştirmekte şaşılacak bir ustalık sahibidirler. Kendi yüzeysel
görünümünün altında güçlükle gizleyebildiği çok bozuk sinir sistemi böylesine derin
bir anlayışa neden olmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder